22 Mayıs 2010 Cumartesi

Tyanalı Apollon (AYTUNÇ ALTINDAL)

'Da Vinci Şifresi'ndeki olaylar da kurgu mu?
- Tamamen bir kurgu. Türkiye'nin Niğde ilinin bugün Kemerhisar dediğimiz, geçmişte Tiana diye bilinen -Hititlerin başkenti olan Tuvana- şehrinde Apollonius diye bilinen bir ermiş var. O da İsa gibi babasız doğmuş kabul ediliyor. Pagan. Apollo'nun oğlu diye biliniyor. Doğduğu zaman 'Tanrı'nın oğlu' deniyor. Tarsus'ta, Aziz Paul'un şehrinde eğitim görüyor. Pisagorcu gizli bir teşkilata da üye yapılıyor. Mucizeleri var. İsa ile aradaki fark şu; Apollonius'un mucizeleri Roma imparatorluk kayıtlarında geçiyor. Sıfırla 90 yılı arasında yaşamış. Araplar arasında Balyanus Usta adıyla biliniyor.
Hakkında yazılan kitaplarda 'insan suretindeki Tanrı olduğu'ndan söz ediliyor. Bunu da yazdırmış olan İmparatoriçe Julia Domna. Roma İmparatorluğu diyor ki 'İsa diye birisinin kaydı yok!' Apollonius'un var. Hani o meşhur İsa'nın adam diriltmesi, işte bu olayını Apollonius Efes'te yapıyor, genç bir kızı diriltiyor. Mucize falan değil. Adam gayet net: 'Ben şifacıyım, tabiatta böyle olaylar var, hasta kızı bitkilerle canlandırdım. İkinci kez dirilt derseniz, yapamam.' Yani Tanrı olma iddiası yok.
Daha sonra Kilise Babaları, Hıristiyanlığı Konstantin'e kabul ettirmek için böyle bir olay yaratıyorlar. İşte bu hikâyeyi, Apollonius'un hayatını alıp İncil'de İsa'ya atfediyorlar.

Hz. İsa'nın yaşamı Niğdeli Apollonius'tan kopya edilmiş öyle mi?
- Resmen intihal. Bu intihal sonucunda tartışma o kadar büyüyor ki Tapınak Şövalyeleri'ne, Gül ve Haç Kardeşliği teşkilatına, Masonlara kadar geliyor.

Neyi savunuyorlar?
- Diyorlar ki aslında İsa diye birisi yoktu. Apollonius'un hayatı 1501'de yayımlanıyor, Kilise bunu hemen yasaklatıyor. Hollanda'da yüz yıl sonra Gül ve Haç Kardeşliği teşkilatı kitap çıkarıyor, o da engelleniyor. Onlar Vatikan'ı, 'Apollonius'un hayatını alıp İsa Mesih diye bir Tanrı yaratmakla' suçluyorlar.

Apollonius Ayasofya'daki İsa mozaiği mi?
- Evet, bakıldığında İsa gibi duruyor fakat özel bir şifre var, kaşının üstünde 11 işareti var. Gizli teşkilata girenlere böyle bir işaret konuyor, Apollonius 16 yaşındayken Pisagorcu bir gizli teşkilata girmiş, Urfa-Harran bölgesinde 11. yüzyıla kadar Apollonius'a tapıyorlar. Fakat biz buna Apollonius dersek bizi keserler diye İsa suretinde Apollonius'lar yapıp 11 işaretini koyuyorlar. 1954'te Amerika'da Alice Weston bu olayı güncelleştirdi. 1990'lara gelindiğinde Türkiye'de Kemerhisar kazılarının yapılması meselesini ben gündeme getirdim. Apollonius diye biri var mı, çıksın ortaya diye. Türk hükümeti maalesef buna para ayıramadı.


Dünyanın ilk vejeteryanı Tyanalı Apollon...
Dünyanın ilk vejeteryanının, bugün Niğde'nin Bor İlçesi'ne bağlı Kemerhisar Beldesi'nde bulunan Tyana Antik Kenti'nde 2000 yıl önce yaşayan Apollon olduğu bildirildi.
İtalya'nın Venedik Ca Foscari Üniversitesi'den emekli olan Dilbilimci Prof. Dr. Asım Tanış, Apollon'un M.Ö. 5 ve M.S. 95 yılları arasında yaşadığını, öğrenimini Tyana, Tarsus ve Aygay'da (Taşucu) yaptığını ve tapınağını bir akademiye dönüştürdüğünü söyledi.
Tyana Antik Kenti'nde 28 yıldır süren kazı çalışmalarına başkanlık eden Tanış, bulunan kitabe ve yazıtlardan Apollon'un beslenme konusunda çok titiz davrandığının anlaşıldığını belirterek, şunları anlattı:
''Tyanalı Apollon 2000 yıl öncesinden insanların deli dana gibi hastalıklar nedeniyle kendi kendine yok etme noktasına geleceğini, doğal beslenmenin sağlığın ilk şartı olduğunu görmüş ve bunu eserlerinde anlatmış. Apollon, günümüze dek yansıyan eserlerinde yer verdiği görüşlerinde, 'Toprak insanların süt annesidir, besleyicisidir. Buna rağmen insanlar toprağın çığlıklarını duymamış gibi giysi ve besin elde etmek için hayvanlara karşı kılıçlarını bilemektedir. Elimi kana bulasaydım, ne denli bir yanlış yapardım bilemezsiniz. Öyle yapsaydım Tanrı'nın sesi beni arı olmayan bir yaratık gibi bırakır giderdi' demiş. Bu nedenle Apollon beynin çalışmasını yavaşlattığı gerekçesiyle etle beslenmemiş. Et yerine tahıl,sebze ve meyve yemeyi tercih etmiş.''
Apollon'un dünyanın ilk vejeteryanı olduğu savunan Prof. Dr. Tanış, şöyle devam etti:
''Apollon kendisine ağırlayan krallardan kendisine ekmek, kuru meyve ve kendi kendine yetişen yabani sebzeler vermelerini istemiş. Vejeteryanlığı o kadar ileriymiş ki hayvan derisinden yapılan ayakkabıları ve giysileri giymiyor, kendisine söğüt dallarından ayakkabılar örüyor, keten giysiler giyiyormuş. Bunlarla örtünüp, yatıldığında insanın uykusunun da arı gibi saf, görülen düşlerin de kendisi gibi yaşayan birisi için gerçeğe daha yakın olacağını savunmuş.''

1 yorum:

  1. Dinlerin insan yapısı olduğunu tarih bilimi geliştikçe anlayacağız.

    YanıtlaSil